Nehri Destanı Songtext
von Ahmet Kaya
Nehri Destanı Songtext
Bir yanım arz-ı miri
Bir yanım haraciyye
Benim çürüdüğüm zindan
Halkların fideliğidir
Benim gömüldüğüm toprak
Bin yılların tarlası
Yedi iklim
Dört bucak
Sevda ile sürülen
Başağından binbir çiçek getiren
Ve kuşların çiçekleri
Gözleri çapak çapak
Aşiret çocukları
Zincirde
Pusuda tutmaz
Türkülerde söylerler
Benim ellerimin hünerinde
Yüreği çatal civan
Dört bir yanı
Sevda ile karılmış
Kınalı fatihadır
Doğan çocuğun altın çığlığı
Benim atmadığım dağda
Ya gece
Ya zulum
Ya esaret
Cehennemden hınç kuşanıp gelirler
Kanlı taçlarında zincirli seher
Tan yerinin ağartısı dönektir
Ve sınır karakolları
Kaçakçı ölülerinden
Muhacir halklara derttir
Kederdir
Aşiret beylerine intihar
Gül yüzlü gelinlere hasrettir
Hasrettir nazlım
Hasrettir belalım
Hasrettir buruk
Çaresiz
Uslu hasrettir
Sapı kiraz dalından
Çeliği kırk gün kırk gece
İliklerinden su yemiş
Bilgelerden akıl
Ululardan dirayet derlemiş
Ve aşiret kadınlarından vefa
Destanlardan yiğitlik almış
Eğri ucu Kürt hançer
Deli Urartu
Elleri Turuşpa′da başak başak açılan
Benim atmadığım dağda
Çiledir
Öşürdür
Ve kelepçedir
Gül açar
Meyva verir dengimiz
Elbet
Bir türküde söylerler bizi
Güneş vurukça açar
Zulüm vurdukça düşer
İpe çekildiysek eğer
Be şeref ü zureker
Mahabad'tan
Rewanduz′a
Cizre'ye
İp atıp
Kin ördüğünden
Benim göğerdiğim toprak
Halkların isyanıdır
Şeyh Ubeydullah Nehri derler adıma
Kanım
Acılıdır
Çaresiz
Yorgun
Ve yaralıdır
Ve gözlerimin akı
Kan akıtır geceye
Ve ellerim büzülmüş
Felce girmiştir
Toprağım kısır
Çiçeğim vurgun
Yüreğimde
Yüreğimin içinde
Bir hayın mermidir kölelik
Ne kırlangıç uçar
Ne serçe düşer
Bir Osmanlı paşaları
Divan kurup
Yargı tutar
Bir de
Eli kanlı Safevi sultanları
İdam sehpasına mührümü asar
Selam ederim halkıma
Baş eğip
El bağlamasın
Benim çatladığım başak
Halkların emeğindedir
Açılır gönlümün bağı
Ya zindandan
Ya zulumdan gelirim
Al bu ellerimi ateşte kavur
Gülümü
Goncamı gecede çürüt
Ve zor getir
Cefa getir
Dayatma getir
Dal ucunda açan tomur
Penceremde donmasın
Etekleri
Etekleri canım ey
Tutuşmuş gelin kızlarım
Zindanda zulumde döl tutsun benden
Benim atmadığım dağda
Ya zulum
Ya öşür
Ya esaret
Ubeydullah Nehri derler adıma
Acılıdır birinci yanım
İkinci yanım cinayet
Üçüncü yanım zindandır
İşkencedir
Dördüncü yanım akıl sır ermez
Göz görür
Dil söylemez
Beşinci yanım bebeğimin kaderi
Altıncı yanım bir cehennemdir
Umuttur
Sevdadır yedinci yanım
Sekizinci yanım bilinmez
Dokuzuncu yanım kölelikten
Onuncu yanım ihanettendir
Benim yürüdüğüm sırat
Dicle'de köpük köpük
Fırat′ta meddir cezirdir
Ve Mezopotamya′nın yeşil yüreği
Demiri döve döve
Mermeri oya oya
Duvarı dele çıka
Baharın bereketinde
Süren filizindedir
Ne güz gelir yaprağımın ucuna
Ne kış tutar köklerimin dilini
Benim çürüğüm zindan
Halkların fideliğidir
Bir yanım haraciyye
Benim çürüdüğüm zindan
Halkların fideliğidir
Benim gömüldüğüm toprak
Bin yılların tarlası
Yedi iklim
Dört bucak
Sevda ile sürülen
Başağından binbir çiçek getiren
Ve kuşların çiçekleri
Gözleri çapak çapak
Aşiret çocukları
Zincirde
Pusuda tutmaz
Türkülerde söylerler
Benim ellerimin hünerinde
Yüreği çatal civan
Dört bir yanı
Sevda ile karılmış
Kınalı fatihadır
Doğan çocuğun altın çığlığı
Benim atmadığım dağda
Ya gece
Ya zulum
Ya esaret
Cehennemden hınç kuşanıp gelirler
Kanlı taçlarında zincirli seher
Tan yerinin ağartısı dönektir
Ve sınır karakolları
Kaçakçı ölülerinden
Muhacir halklara derttir
Kederdir
Aşiret beylerine intihar
Gül yüzlü gelinlere hasrettir
Hasrettir nazlım
Hasrettir belalım
Hasrettir buruk
Çaresiz
Uslu hasrettir
Sapı kiraz dalından
Çeliği kırk gün kırk gece
İliklerinden su yemiş
Bilgelerden akıl
Ululardan dirayet derlemiş
Ve aşiret kadınlarından vefa
Destanlardan yiğitlik almış
Eğri ucu Kürt hançer
Deli Urartu
Elleri Turuşpa′da başak başak açılan
Benim atmadığım dağda
Çiledir
Öşürdür
Ve kelepçedir
Gül açar
Meyva verir dengimiz
Elbet
Bir türküde söylerler bizi
Güneş vurukça açar
Zulüm vurdukça düşer
İpe çekildiysek eğer
Be şeref ü zureker
Mahabad'tan
Rewanduz′a
Cizre'ye
İp atıp
Kin ördüğünden
Benim göğerdiğim toprak
Halkların isyanıdır
Şeyh Ubeydullah Nehri derler adıma
Kanım
Acılıdır
Çaresiz
Yorgun
Ve yaralıdır
Ve gözlerimin akı
Kan akıtır geceye
Ve ellerim büzülmüş
Felce girmiştir
Toprağım kısır
Çiçeğim vurgun
Yüreğimde
Yüreğimin içinde
Bir hayın mermidir kölelik
Ne kırlangıç uçar
Ne serçe düşer
Bir Osmanlı paşaları
Divan kurup
Yargı tutar
Bir de
Eli kanlı Safevi sultanları
İdam sehpasına mührümü asar
Selam ederim halkıma
Baş eğip
El bağlamasın
Benim çatladığım başak
Halkların emeğindedir
Açılır gönlümün bağı
Ya zindandan
Ya zulumdan gelirim
Al bu ellerimi ateşte kavur
Gülümü
Goncamı gecede çürüt
Ve zor getir
Cefa getir
Dayatma getir
Dal ucunda açan tomur
Penceremde donmasın
Etekleri
Etekleri canım ey
Tutuşmuş gelin kızlarım
Zindanda zulumde döl tutsun benden
Benim atmadığım dağda
Ya zulum
Ya öşür
Ya esaret
Ubeydullah Nehri derler adıma
Acılıdır birinci yanım
İkinci yanım cinayet
Üçüncü yanım zindandır
İşkencedir
Dördüncü yanım akıl sır ermez
Göz görür
Dil söylemez
Beşinci yanım bebeğimin kaderi
Altıncı yanım bir cehennemdir
Umuttur
Sevdadır yedinci yanım
Sekizinci yanım bilinmez
Dokuzuncu yanım kölelikten
Onuncu yanım ihanettendir
Benim yürüdüğüm sırat
Dicle'de köpük köpük
Fırat′ta meddir cezirdir
Ve Mezopotamya′nın yeşil yüreği
Demiri döve döve
Mermeri oya oya
Duvarı dele çıka
Baharın bereketinde
Süren filizindedir
Ne güz gelir yaprağımın ucuna
Ne kış tutar köklerimin dilini
Benim çürüğüm zindan
Halkların fideliğidir
Writer(s): Orhan Kotan Lyrics powered by www.musixmatch.com